Gizlenmiş özgüven sorunu: AŞIRI ÖZGÜVEN

Yüksek özgüven sıklıkla kişilerin ulaşmayı arzuladıkları birşeydir. Hemen herkes yüksek bir özgüvene sahip olmayı hayal eder. Peki acaba aşırı özgüven de bir sorunun göstergesi olabilir mi? Özgüven kişinin kendine güvenmesi anlamına gelir. Kişinin kendi ayakları üzerinde durabileceğine, gerçek bir sebep olmadığı sürece başarılı olabileceğine, sorunları uygun şekilde ele alıp çözümleyebileceğine, genel olarak söyleyecek olursak da en az diğerleri kadar becerili ve başarılı olabileceğine inanması durumudur.  Özgüveni yerinde olan kişiler kendilerinden derin bir şüphe duymazlar, kendilerini sorgulasalar da kendilerinden emindirler. Hatalarını rahatlıkla görüp kendilerini yoğun bir suçluluğa boğmadan hatalarını düzeltmeye girişirler. Bu hemen herkesin isteyeceği bir durumdur. Bu nedenle neredeyse herkes özgüvenini geliştirme arzu ve çabasındadır. Fakat bazen özgüveni düşük kişiler kendime olan güvenimi geliştireyim derken bunu çok da gerçekçi olmayan bir biçimde yapabiliyorlar ve sonuç olarak deyim yerindeyse özgüvenlerini geliştirmek yerine şişirebiliyorlar. İşte bu aşırı özgüvenli olma durumu aslında tam geliştirilememiş bir özgüvensizliğin işaretidir.

Peki bunu nasıl ayırt ederiz?

Aşırı özgüveni olan kişiler sürekli olarak gizli bir kıyas halindedirler. Kimseyi kendilerine “rakip” görmeyerek aslında herkesin onlar için nasıl birer “rakip” olduğunu ve bu rakipleri nasıl alt edeceklerini kurgulamakla fazla enerji harcarlar. Kendilerini “diğerlerinden üstün” görme eğilimleri vardır. Hatalarını kolay kolay kabul etmezler, eğer hataları çok belirginse genellikle dışsal sebepler bulurlar. Böyle birisine hatasını göstermeye çalışırsanız size öfkelenebilir çünkü hatasını görmek dahi istemeyecektir. Kendi içlerinde ise yoğun bir suçluluk duygusu ile bu “ben böyle bir hatayı nasıl yaptım!” deyim yerindeyse kendilerini yiyip bitirirler. Hata yapma konusunda kendilerine karşı oldukça acımasızdırlar. Oysa herkes hata yapabilir. Hata yapan ve vicdani sorumluluğu olan herkes kendimi suçlu ve kötü hisseder ama kendine bir hata payı da bırakır, çünkü kusursuz olamayacağının bilincindedir.

O zaman “aşırı özgüven” bir psikolojik sorun mudur?

Kişinin hayat kalitesini düşüren ve işlevselliğini bozan herşeyin bir sorun olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Kişi eğer büyük bir enerjisini bişeylerle savaşmaya harcıyorsa ve bu boşuna bir uğraşsa işte o zaman bu bir sorundur. Tıpkı damarlarımız gibi. Eğer kan vücudunuzdaki damarlarda dengeli bir şekilde dolaşmıyorsa ve sadece bir damarda toplanmaya başlamışsa bu bir sorundur. Böyle bir durumda kişinin altta yatan özgüven eksikliğini tespit edebilmek ve yeterli bilgi, beceri ve kabiliyeti olmasına rağmen neden kendini diğerlerinden daha “yetersiz” gördüğünü anlamak gerekir. Bunun için alınacak psikoterapi desteği kişiye oldukça fayda sağlayacaktır.

Dr. Klinik Psikolog Nurten Özüorçun Küçükertan

 

← ÖncekiSonraki →