Yoksa ben de mi takıntılıyım?

Günlük kullanımdaki haliyle “takıntı”, psikiyatri dilinde en yaygın haliyle “saplantı” veya “obsesyon”. Takıntı nedir? Genel hatlarıyla söyleyecek olursak, kişinin saçma olduğunu düşündüğü halde kafasından atamadığı düşüncelere denir. Kişi bu düşüncelerden uzaklaşmak istedikçe bu düşüncelerin içine daha da saplanır ve çözüm olarak genellikle el yıkama, belirli sayılarda tahtaya vurma, eşya sayma, çizgilere basmadan yürümeye çalışma gibi türlü yöntemler geliştirmeye başlar. Fakat bu durum gittikçe kişinin hayatını daha da zorlaştırır. Artmış durumlarda kişi sosyal ortamlara çıkamamaya başlarlar. Bazen aşırı temiz ve düzenli olma çabaları tüm enerjilerini tüketir. Veya defalarca kontrol etme istekleri yüzünden hiçbir yere vaktinde gidemez, defalarca yarı yoldan geri dönmek zorunda kalırlar. Fakat bu durum temkinli ve sorumluluk sahibi olma hali ile sıkça karıştırılır. Bazı kişiler kişilik özelliği olarak kendilerini ve sevdiklerini güvende hissetmeyi severler. Bunun için evin kapısının kilitli olduğundan ocağın kapalı olduğundan, ütünün fişinin çekilmiş olduğundan emin olmak onları rahatlatır. Kişilik özelliklerinin neden öyle geliştiğini anlamak elbette insanı geliştirecektir. Fakat bu durumun takıntısı olan kişilerde çok daha uç bir hal aldığını vurgulamak gerekir. Kişi yapmak istememesine rağmen istenmeyen düşünceyi kovabilmek için saçma olduğunu bildiği hareketleri yapmaya zorunlu hisseder. Bu durum kişilerin hayatını zorlaştırdığı gibi yakınlarını da bunaltır. Kültürel olarak birçok kişi bu rahatsızlıktan muzdarip olmasına rağmen bu ciddi durum “titizlik”, “aşırı temizlik”, “çok temkinli olma” gibi ifadelerle azımsanır hatta zaman zaman kişinin temizlikle olan “zorunlu bağı” teşvik bile edilir. Oysa ki yukarıda anlatılan durumlar psikolojik bir rahatsızlığın göstergeleridir ve psikolojik tedavi gerektirir. Kişi psikoterapiye ne kadar geç başvurursa, bu durumu çözümlemek o denli uzun süre alacaktır. Bu nedenle semptomlar artmadan bir profesyonelden destek almak en doğru yaklaşım olacaktır. Fakat unutulmamalıdır ki psikoterapi sürecinde kişinin yakınlarının da desteği önemlidir. Kişinin bu semptomları neden geliştirmeye ihtiyaç duyduğunu anlamak ve ona anlayış göstermek en güzel yardım olacaktır.

Dr. Klinik Psikolog Nurten Özüorçun Küçükertan

← Önceki